Zaman, evrende en temel kavramlardan biridir. Her an, bizimle birlikte evrende ilerler ve hiçbirimiz bundan kaçamayız. Ancak teorik fizik, zamanın doğası hakkında oldukça ilginç keşifler yapmıştır. Einstein’ın görelilik teorisi, zamanın doğası hakkında farklı bir bakış açısı sunar: Zaman ve uzay, birbirine bağlıdır ve birbirlerini etkilerler. Bu nedenle, zaman yolculuğu fikrine de kapılar açabilirler. Zaman yolculuğu, teorik fizikçilerin yüzyıllardır düşündüğü bir konudur. Ancak, bugüne kadar gerçek anlamda  zaman yolculuğu yapılması mümkün olmamıştır. Bunun ana nedeni, insanların sadece geleceği tahmin edebilmesidir. Geçmişi ya da geleceği değiştirmenin bir yolu yoktur. Zaman yolculuğu için en popüler varsayım, Einstein’ın genel görelilik teorisine dayanır. Bu teori, uzayda ve zamanda yer çekimi alanlarının nasıl çalıştığını açıklar. Bu teoriye göre, çok yoğun bir yer çekimi alanı, zamanı yavaşlatır. Bu nedenle, çok güçlü bir yer çekimi alanına yakın olan bir kişi diğer insanlardan daha yavaş yaşar. Bu, pandül sarkacı deneyleri ile de kanıtlanmıştır. Yani, zaman ve yer çekimi arasında bir ilişki vardır ve bunu kullanarak zaman yolculuğu fikri ortaya atılmıştır. Ancak, zaman yolculuğu bir belirsizlik de içerir. Zaman yolculuğu için gereken enerji de çok büyük olacaktır. Tüm bunların yanı sıra, teorik bir varsayım olan “Wormhole” (Solucan deliği) adı verilen madde ve enerji teorisine göre, uzayda bir yerden diğerine kısa yoldan seyahat edebiliriz. Bunun için belirli bir konum-zaman bilgisine de ihtiyaç duyulur. Ancak bu teoriler henüz deneysel olarak kanıtlanmadı. Sonuç olarak, zaman yolculuğu şu anda mümkün değil. Ancak, teorik fizikçiler, bu fikir üzerinde çalışmalarını sürdürüyor ve belki bir gün zaman yolculuğu yapabilmenin bir yolunu bulabiliriz. Bu konu hâlâ heyecan verici bir araştırma alanıdır ve gelecekte zaman ve evren hakkında daha fazla şey öğreneceğimize şüphe yoktur.